BUDA:

Daha önce belirttiğim gibi Buda tarafı daha yokuşlu ve tepelik, Peşte’ye yüksekten bakıyor. Buda tarafında gezeceğiniz noktalar, kesinlikle şehrin tümünü güzel bir manzara eşliğinde görmenizi sağlayacak yerler.

IMG_4497Bunlardan ilki Gellert Tepesi. Tuna Nehri’nden 140 metre yüksekte bulunan tepe, şehrin panoramik manzarasını yukarıdan kuş bakışı seyredebileceğiniz en iyi noktalardan biri kesinlikle.Biz çıkmaya üşendik bu nedenle uzaktan çekilmiş bir fotoğrafını paylaşabiliyorum sadece.

İkinci önemli alan ise Kale Tepesi ve Eski Şehir. Tuna Nehrine bakan bu tepede; Kraliyet Sarayı, Matthias Kilisesi, ve benim hayran kaldığım Balıkçılar Burcu bulunuyor. Ayrıca Eski Şehir’ in ara sokakları da çok keyifli.

Biz Peşte tarafından Zincirli köprüyü yürüyüp, Finiküler ile tepeye çıkıp turumuza başladık.

Kraliyet Sarayı İlk olarak 1255’de kale olarak inşa edilmiş olan yapı 1849’da Bağımsızlık Savaşı’nın ardından kurulan Macar hükümetinin yönetim binası olarak kullanılmaya başlanmış. Günümüzde ise adı her ne kadar kraliyet Sarayı olarak geçse de şimdilerde Macar Ulusal Galerisi’ne, Tarihi Müzesi’ne, Ulusal Kütüphane’ ye ve Ludwing Çağdaş Sanatlar Koleksiyonu’na ev sahipliği yapıyormuş.

Kale tepesindeki bir diğer önemli tarihi bina olan Matthias Kilisesi ismini 15. yüzyılda bu kilisede iki kez evlenen Kral Matthias’ tan almakta. En ilginç ayrıntı ise şöyle: Budapeşte Osmanlılar tarafından fethedildiği dönemde bu kilise camiye dönüştürülmüş ve adı Fethiye Camisi olarak değiştirilmiş. Tam 145 yıl cami olarak kullanıldıktan sonra 1686 yılında tekrar Macarların eline geçmesi ile birlikte yeniden kilise olarak kullanılmaya başlanmış.

IMG_4733Kilisenin hemen önünde bence Kale Tepesi’ndeki en güzel yapı olan Balıkçılar Burcu (Fisherman’s Bastion) bulunuyor. Burası şehir manzarasını en iyi seyredebileceğiniz noktalardan biri olduğu gibi, Peşte tarafından da fotoğraflanması gereken en güzel yapıların başında geliyor.

Burada size bir ipucu vermek istiyorum, Budapeşte özellikle geceleri harika ışıklandırılan ve muhteşem görüntüler veren bir şehir, bu nedenle Buda tarafına öğleden sonra çıkarsanız, dolanmayı tamamlayacağınız saatler gün batımına denk gelecek ve harika manzaranın tadına doyamayacaksınız.

PEŞTE:

Bu taraf daha düzlük ve yürümeye daha elverişli. Alışveriş yapabileceğiniz iki meşhur caddesi var, biri üzerinde ünlü Opera Binası’nın da bulunduğu Andrassy Ut, bir diğeri de trafiğe kapalı ünlü Vaci Utca. Tarzları birbirinden çok farkı ama ikisi de görülmeye değer.

Ünlü Vaci Caddesi’nin bir ucu Vörösmarty Meydanı ile başlıyor, burası bence çok keyifli bir meydan. Hard Rock Cafe ve yılların kafesi Gerbeud bu meydanda. Gittiğimiz dönemdeki en büyük yılbaşı marketi burada kurulmuştu, gece geç saatlere kadar sıcak şarap yudumlayıp, atıştırabileceğimiz ayrıca yılbaşı temalı alışveriş de yapabilecek bir alan oluşmuştu. (2. Gün meydanda bulunan sagway turlarıyla pazarlık yapıp, 1 saatlik keyifli bir tur yaptık).

IMG_4496Vaci Utca’nın bir ucunda Central Market Hall isimli kapalı pazar yeri bulunuyor.

Mekânın Macarca ismi “Központi Vasarcsarnok“. Burası sadece turistlere yönelik değil, yerel halkın da alışverişini yaptığı her türlü sebze, meyve, kasap ve balıkçının bulunduğu bir pazar yeri.

Hediyelik eşya alışverişinizi de bu kapalı pazarın üst katından yapabilirsiniz, fiyatlar şehre göre daha ucuz.

Diğer Cadde Andrassy Ut ise, Erzsebet Ter ile Hösök Tere yani Kahramanlar Meydanı arasında uzanıyor.

IMG_4827

 

Erzsebet Meydanının hemen yanında şehrin en büyük kilisesi olan Szent István Bazilikası bulunuyor, bazilika aynı zamanda şehrin en uzun yapılarından, kubbesi güzel bir Budapeşte manzarası sunuyormuş ama biz çıkamadık maalesef.

Meydanında kafeler, restoranlar, şarap içebileceğiniz mekanlar var. Vakit geçirmek için gayet hoş…

 

Erzsebet Ter’den Andrassy Ut Caddesi’ne de bağlanabilirsiniz. Burası Budapeşte’nin Şanzelize’si. Geniş bir cadde, sağlı sollu mağazalarda alışveriş yapmak mümkün.

Caddenin tarihi atmosferi gerçekten görmeye değer, zaten Unesco tarafından koruma altına alınmış. Tümünü yürümek 45 dakika kadar sürüyor. Cadde’ nin üzerinde ünlü Opera binası ve çeşitli müzeleri görmek mümkün. Bizim gezmeyi tercih ettiğimiz müze Terör Müzesi oldu. Aslında burası bir nevi Utanç Müzesi ancak Terör Müzesi olarak adlandırılmış, içinde ayrı ayrı katlarda Çifte İşgal, 1956 Devrimi, Macar Nazileri, Sovyet Yöneticilerin Odaları, Macar Siyasi Polisi, İnfazlar, Yeraltı Cezaevleri konu edilmiş ve sergilenmiş.

IMG_4734Caddenin sonu Kahramanlar Meydanı’na açılıyor.

Millenyum Meydanı da deniyormuş. Meydan zamanın önemli kral ve din adamlarının heykelleri ile süslenmiş. Çevresinde de birçok müze ve galeri bulunuyor.

Meydanın arka tarafında bulunan köprüyü geçince güzel bir park ve kışın buz pateni pisti olarak kullanılan yapay bir göle ulaşıyorsunuz.

Budapeşte hayvanat bahçesi ve ünlü termal havuzları Szechenyi Bath and Spa da bu bölgede.

 

Budapeşte termal kaplıcaları ile de ünlü bir şehir. Biz denemedik ama özellikle kış aylarında tepenizden kar falan yaparken, sıcak havuzlara girmek çok farklı bir keyif olabilir.

Peşte tarafında sahilde kalan ve mutlaka görmeniz gereken en güzel, en görkemli yapı Parlamento Binası. Bina tartışmasız şehrin en güzel binası bence. Dilerseniz belli saatlerde içini gezebiliyorsunuz, okuduğum birçok yerde içinin dışından da güzel olduğu yazıyordu. Gece ışıklandırması ise tarifsiz, muhteşem.

IMG_4518Budapeşte böyle anlatmakla bitmiyor işte, daha görecek bir sürü yer ama bizim vaktimize sığanlar bu kadardı..

Sinagog, Gül Baba Türbesi, ve nehir kıyısında Parlamento Binasına yakın yerde demirden ayakkabıları da mutlaka görmelisiniz (Shoes on Danube).

Bu ayakkabılar 2. Dünya savaşı sırasında Tuna nehri kenarında sırtından vurulmuş Yahudilerin ayakkabılarını simgeliyormuş..

Bir de son bir tavsiye, gittiğinizde nehir kenarında bu erkek görünümlü kız çocuğu heykelini bulun. Dizini okşayın ki Budapeşte’ye tekrar yolunuz düşsün:)

 

KÖPRÜLER

Şehir tam ortasından Tuna Nehri ile ikiye ayrıldığından dolayı birçok köprü ile birbirine bağlanıyor. Bunlardan en ünlü ve kesinlikle en estetik olanı; Zincir Köprüsü (Széchenyi) Üzerinde aslan heykellerinin bulunmasından dolayı Aslanlı Köprü olarak da biliniyor.

Köprüyü yapan mimar eserine o kadar çok güveniyormuş ki, yapımı bittiğinde kusursuz olarak adlandırıp, en küçük bir kusur bile bulabilirseniz köprüden atlayıp intihar edeceğini söylemiş. Tüm şehir halkı inceleyip köprüde hiçbir kusur bulamamışlar. Sonra bir gün küçük bir çocuk köprünün iki tarafında duran ağzı açık aslan heykellerine bakıp “bu aslanların dili yok” demiş. Bunun üzerine de mimarı kendini Tuna Nehri’ne atarak intihar etmiş. Bence bu hikâye köprünün heybetini arttırmak için uydurulmuş ve günümüze kadar gelmiş bir şehir efsanesi.

IMG_4286Dediğim gibi Budapeşte şehri gece ışıklandırmasından dolayı ayrı bir güzel. Bu nedenle şehri mutlaka bir de gece görmelisiniz. Bunun için en iyi yol nehirde gece turu yapan tekneler olacaktır. Ancak kış olması nedeniyle, yaz aylarındaki kadar keyif almayacağımızı düşünerek biz bunu deneyimleyemedik. Eğer tekne gezisi yaparsanız Margaret Adası’na kadar gidip tekrar aynı noktaya geri dönülen nehir turlarını tercih edin. Margaret Adası’na köprü bağlantısı da var, tahmin edeceğiniz üzer Margaret Köprüsüyle yürüyerek de gidiliyor aslında. Yürüyüş ve spor için gidiyor yerel halk buraya, piknik de yapılıyor. Yazın ise festivaller ve kafeler sayesinde çok daha canlı bir ada haline geliyormuş.

Budapeşte’ Köprüleri içinde üçüncü en yeni köprü olma özelliği taşıyan Elizabeth, Adını Macaristan’ın kraliçesi Elizabeth’den aldığı biliniyor. Alman Askerleri tarafından şehrin merkezinde oluşu ve kısa sürede iki yakayı birbirine bağlaması nedeniyle 2. Dünya Savaşı’nda hemen bombalanmış.

Şehrin en kuzeyinde yer alan Özgürlük köprüsü ( Yeşil Köprü) ‘de gerçekten heybetiyle etkiliyor. Bu köprünün  ise Aslanlı Köprü’nün bir imitasyonu olduğu söyleniyor.

 

 

Reklam